DİĞER
"Hayatı felaketleri, yeisi, tesellileri ve keyfiyle bir arada kavrayan; gündelik hayata dair orijinal tespitleri ve gözlemleri olan; ekmek parası için denizin de, güneşin de, havanın da kahrını çeken, fakat yalnız insanların kahrını çekemeyen Cemil Süleyman, bütün bunları da hınzır benzetmeler, mütebessim eleştiriler ve kıvrak bir Türkçeyle yazan sahici bir yazar..."
"Şevket Süreyya Aydemir’in bir özelliği, çok canlı karakter tahlilleri yapabilmesi ve bu çerçevede söz konusu dönemin bazı şahsiyetlerinin aslında her dönem karşımıza çıkan benzerlerini hatırlatmasıdır."
"Kitap Fransa’nın kadınlarına ithaf edilmiş. Osmanlı topraklarındaki kadınların içinde buluduğu korkunç durumu öğrenip kendi ülkelerinde gördükleri harika muameleye şükretmeleri öğütleniyor önsözde. Yazar saraya giremediğini itiraf ediyor, fakat hareme girip çıkan kira kadınlar aracılığıyla istediği bütün bilgilere ulaşabildiğini öne sürüyor."
“Bizim ailede özellikle de babam eski filmleri çok severdi. Ana akım Türk televizyonlarında üç milyon kez oynayan filmleri tekrar tekrar izlerdi. Ben de çocukken ses kaydeden teybimi televizyonun altına koyar, o filmlerin sesini kaydeder, sonra da oyuncaklarımı o müzik ve seslerle oynatırdım.”
Detektif Renée Ballard ile henüz tanışmadıysanız, bu fırsatı kaçırmayın: Annesi onunla hiç ilgilenmemiş. Çok sevdiği babası ise kızı on dört yaşındayken ölmüş. Neyse ki bir yıl evsiz kaldıktan sonra büyükannesi Tutu’nun yanına gidiyor. İşe gazetecilikle başlayıp sonra polis oluyor. Teknik olarak evsiz. Kumsalda ya da karakolda yatıyor. Hayatında sadece Tutu ve köpeği Lola var...
"Görmüş olanlarınız bilir, muska yahut tılsımlarda harfler, rakamlar, türlü türlü işaretler olur. Harflerin bazıları bildik elifbalardan seçilmiştir, bazı diğerleriyse ilk bakışta anlam ifade etmez. Nedir acaba bu harfler, simgeler, hiç merak ettiniz mi?"
Dinleyebileceğiniz sayısız albüm var. Ve her gün bunlara yenileri ekleniyor... Ya günlerce bıkıp usanmadan dinleyeceğiniz albüm yayınlandıysa ve sizin haberiniz bile olmadıysa? İşte yepyeni, denemeye değer birkaç albüm...
Nasıl yağlıboya resim geleneğinin Avrupa’dan Türkiye’ye geçtiği söylenebilirse, hat ve tezhib gibi san’atların da “kökü dışarıda” olduğuna şüphe yoktur
Kürt yazar Cemil Turan Bazidî, Halepçe Katliamı'ndan sonra göç etmek zorunda kalan bir ailenin dramını anlattığı Azad Adım Benim romanıyla UNESCO Özel Akademik Ödülü'ne layık görüldü.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Cemil Meriç, Oğuz Atay ve Orhan Pamuk... Farklı zaman ve biçimlerde bir şekilde yolları Dostoyevski'den geçen yazarlar...
Mecid Mecidi sinemasında sıradan hayatların asudeliği de, haklılığı hayli kuşkulu fersudeliği de, sınırları itina ile belirlenmiş bir doğallığın aynasından aksediyor kameraya...
Avrupa hanedanlarının süreklilik sorunları Osmanlılardan pek farklı değildi: Hükümdarın erkek çocuklarından sadece birinin tahta çıkacak olması, doğal olarak kardeşler arasında rekabete yol açıyordu...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık